bilinçdışı bizim gibidir, yaşlanır

kırışıklıkları, buruşuklukları olur. onu tanırız, geldiğini görürüz, kendi kendine nevrotik alışkanlıklar kazanır.

30 Kasım 2009

30.11.2009. bilinçdışı bizim gibidir, yaşlanır. kırışıklıkları, buruşuklukları olur. onu tanırız, geldiğini görürüz, kendi kendine nevrotik alışkanlıklar kazanır. modaya uyar, kötüleşir, doğal ölümle ölür. gerçekten de, çoktan hayalet durumuna geçmiştir ve bilinçaltı için durum hayaletler için olduğu gibidir: varlıkları varlığımızın yakasını bırakmayıp onu altüst ettikleri halde, biz bundan kaygı duymadan yaşarız. bazı şeyler söylediğimiz kadarından daha fazladır. onlar yaptığımız şeylerdir. bazı şeyleri söyleriz çünkü başka seçeneğimiz yoktur. bazı şeyleri kendimize saklarız. her insan, içinde durmadan yenilenen bir uyuşturucu dozu taşır, sigaranın içtiği sizsinizdir, ekranın baktığı sizsinizdir. siz onları değil onlar sizi tüketir. belki mutlu olmadığımızı düşünüyoruz, belki minnetarlık hiçbir şeyi neşeli hale getirmiyor, belki minnetar olmanın anlamı nelere sahip olduğumuzun farkına varmaktır. bütün bunları anladığımızda, yani günün sonunda, cesaretimizin hala durduğunu farkederiz. aslında bu kutlama yapmak için yeterli bir sebeptir. gerçek bize gizlice gelir ve kıçımızdan ısırır. yanlış bir yere gelmediğim duygusunu doğrulatmak istiyorum. vişne bana kadını anımsatıyor, vişne-soda ise herşeyi.. bunu anlamak için vişnenin cinsiyeti diye bir kitap yazmaya gerek yok. duyduklarımıza inanıyoruz. söylenmeyene inanmalıyız, çünkü insanın sessizliği, sözcüklerinden daha yakındır gerçeğe. bu yüzden ona kendimi veriyorum, kendimi yani rüyamı.

[paslı kavanozdaki beyin] içinden çıktı


Ne diyordun?