Televizyonu karıştırırken American Psycho'yu gördüm.

Kitabın içinden bişeyler yazayım da neşemiz yerine gelsin..

26 Kasım 2008

26.kasım.2008. Televizyonu karıştırırken American Psycho''yu gördüm. En sevdiğim kitaplardan biri olan Bret Easton Ellis''in bu kitabını bir daha okumaya karar verdim. Kitabın konusu şu; 80''li yıllarda Reagan Amerikası''nda, New York''tayız. Zenginler çok zengin, sefiller çok sefil. Kulüplere girmek için bekleşen kalabalığı dilenenlerin kalabalığından ayıran mesafe sadece bir adım. Bu uğursuz ve pırıltılı ortamda Patrick Bateman(Batman?) kendi amerikan rüyasını(kabusunu?) yaşamakta; beyaz, 26 yaşında, iyi eğitimli, Wall Street de broker, yakışıklı, popüler, zengin, ayrıcalıklı. En iyi lokantalara gidiyor, en popüler kulüplerde, en kaliteli-genellikle- kokaini çekiyor, paranın satın alabileceği en güzel kadınlarla sevişiyor, en seçkin markaları tüketiyor. Bütün bunları yaparken de en ince ayrıntısına kadar anlatıyor, bir daha tüketiyor. Tüketilen şeyler tüketilip bitince Patrick Bateman yok etmeyi, öldürmeyi seviyor; kadın, çocuk, dilenci, köpek, fare... Her şey gerçekte mi olup bitiyor, yoksa Patrick Bateman''in zihninde mi? Yoksa içinde yaşadığı toplum mu şizofren? Onu Patrick Bateman sanıyorlar, oysa o, Dostoyevski''nin deyişiyle "aramızda gün doldurmakta olan azap içinde bir ruh". "Amerikan Sapığı", Dickens''vari bir toplumsal komediyle Dostoyevski''yen bir acıyı yan yana getiren bir "epik" roman. Kitabın içinden bişeyler yazayım da neşemiz yerine gelsin..

"Kendimle ilgili daha derin bir bilgi edinmiyorum, bunları anlatışımdan çıkartılabilecek yeni bir anlam. Bütün bunları size anlatmam için hiç bir neden yoktu. Bu itirafın hiç bir anlamı yoktu... Aklıma gelmezdi hiç, insanlar iyi midir, insan kendini değiştirebilir mi, insan bir duygudan ya da bakıştan ya da bir jestten haz duyarsa dünya daha iyi mi olur, ya da başka birinin aşkını ya da iyiliğini kabul ederse. Kiçbirşey olumlayıcı değildi, "ruh cömertliği" lafı hiçbir şeyi açıklamıyordu, bu klişeydi, kötü bir şakaydı. Seks aritmetiktir. Bireysellik mesele değil artık. Zeki olmak neye yarar ki? Aklı tanımla. Arzu -anlamsız. Zeka hiçbir şeyi iyi edemez. Adalet öldü. Düşünmek yararsız, dünya anlamsız. Kötülük dünyanın tek sürekliliği. Aşka güvenilmez. Yüzey, yüzey, yüzey, insanın anlam bulabildiği tek şey yüzey. Benim gözümde uygarlık buydu, devasa ve tırtıklı bir bıçak ağzı gibi... Kötülük olunan birşey midir, yoksa yapılan birşey mi?"   

[vejetaryen köpekbalığı] içinden çıktı


Ne diyordun?